İnternetin bir sonraki bilgi ve erişim havuzsuna yetecek kadar veriyle dolu hale geldiğini söyleyebilirim. Milenyum öncesinde hayal olarak algıladığımız birçok şeyi son 20 yıl içerisinde görmüş bir nesil olarak Metaverse’ün çok yakın zamanda hayatımıza gireceğini düşünüyorum. Yarınımız bu yeni evrenle nasıl şekillenecek? Metaverse hayal mi, gerçek mi? Metaverse’e dair aklınıza takılan bütün soruların cevabı burada…
Metaverse’ün Tanımı
Antik Yunanca öte anlamına gelen “meta” ve evren anlamına gelen “universe” sözcüklerinin birleşiminden oluşan Metaverse, yeni nesil internet mecrasını ifade ediyor. Tamamen sanal bir ortamda ikinci bir hayat olanağı sunan bu yeni dünya, alışverişten sosyal aktivitelere, sanattan yeni finansal çözümlere kadar her şeyi içerisinde barındırıyor.
Fiziksel yaşamla sanal ortamları birleştirmeyi hedefleyen Metaverse, şu ana kadar edindiğimiz teknolojik birikimin tamamını içine alan ve sanal bir ekolojik sistem kurmayı hedefleyen uzun vadeli bir projedir. Bu projenin en özel noktalarından biri ise aslında bütün kullanıcıların oluşumunda pay sahip olmasıdır. Özellikle belirtmem gerekir ki günümüzde sanal ortamlarda oluşturduğumuz her proje, Metaverse’ün bir parçasını oluşturuyor.
Metaverse, denince ilk akla gelen şey, sanal gerçeklik. Sanal gerçekliğin Metaverse dünyasındaki yeri tartışılmaz öneme sahiptir. Ancak hali hazırda günlük yaşamımızda kullandığımız sosyal medya araçları ve çeşitli platformlar, şimdiden bize bu yeni evrenin kapılarını aralıyor.
Metaverse’ü en iyi anlatan ortamların birbirine eklemlenmiş çeşitli sosyal medya uygulamaları olduğunu belirtmekte yarar var. Özellikle son zamanlarda ticari faaliyetlerin en sık kullanılan sosyal medya uygulamaları üzerinden saniyeler içinde gerçekleştirilebilmesi, çeşitli rol yapma oyunları ve yeni iletişim modelleri, aslında Metaverse’ün ta kendisini sunuyor. Kısaca Metaverse, bütün bu evrene dair atılan adımların oluşturduğu büyük resmi ifade ediyor diyebilirim.
Metaverse’ün Doğuşu
Metaverse, öncelikle bilim kurgu romanları ve filmlere konu olarak ortaya çıkmıştır. 1990’lı yıllarda yayımlanan Neal Stephenson’a ait “Snow Crash” adlı roman, Metaverse kavramını ele alan ilk kurgusal eser olarak karşımıza çıkıyor. Ancak Metaverse’ü en çok popülerleştiren ve adım adım oluşturan, yine aynı yıllarda uygulanmaya başlayan internet tabanlı uygulamalardır. Web 1.0 ile başlayan internet serüveni, daha sonra web 2.0 ve hali hazırda 3.0 ile hızla gelişmeye devam etmektedir.
Teknolojik aletlere erişim durumlarına göre internet ortamında tüketim ağına katılan kullanıcılar, zamanla üretim konusunda da paydaş olmaya başladılar. Enformasyon çağı olarak adlandırılan bu bilgiye dayalı ortamda bütün kullanıcılar aynı anda üretici konumuna geçince gerek mali açıdan gerekse teknik anlamda geniş kapsamlı bir ekosistem oluştu. Bu ekosistem dahilinde internet ortamında oluşturdukları Avatarlar üzerinden kendini tanımlamaya başlayan internet kullanıcıları, Metaverse’ü geri dönüşsüz bir biçimde ortaya koymuş oldu.
Metaverse’ün sınırları ortadan kaldıran dünyasına doğru yol alırken internet ortamında sanal kimliklerin oluşturulduğu en etkili platformların başında Facebook gelmektedir. Sosyal medya mecraları üzerinde en geniş kitlelere hitap eden farklı platformları da bünyesine alan Facebook şirketinin sahibi Mark Zuckerberg, geçtiğimiz günlerde şirketin adın Meta olarak değiştirdi. Bu değişimin ardından yaptığı açılamalarla da resmen Metaverse dünyasında yerini ayırttığını ve çalışmalara başladıklarını ifade etmiş oldu. Metaverse’ün sahipliğine dair daha detaylı bir yorumum olacak. Ama öncesinde bu evrenin oyunlaşmasına ve bilim kurguda ifade ediliş tarzına değineceğim.
Bilim Kurgu ve Metaverse
Metaverse, kurgu hikayelerde defalarca işlenmiş ve çok ileri düzeydeki teknolojik gelişmelerin gerçekleştiği uzak tarihlerde canlandırılmıştır. Bu kavramın sinema dünyasındaki yansımasını ve kullanım alanlarını da önemli yapımlarda görmek mümkündür.
Matrix
Mekansal sınırları kaldıran ve genellikle gelişmiş bilgisayarlar tarafından yönetilen evrenleri aktaran yapımlar arasında en çok dikkati çeken Matrix olmuştur. Yapay zekaların kontrol altına altığı Matrix evreninde geçen hikâyeye göre her şeyin zihinde gerçekleştiği bir evren algısı oluşturulmuştur. Matrix’i bütün ayrıntılarıyla düşünecek olursanız Metaverse’ün geleceğe dair sunduğu imajı da kavrayabilirsiniz.
Filmde beyne yerleştirilen çipler aracılığı ile zihinsel boyutta geçiş yapılan ve zaman – mekân ilişkisini ortadan kaldıran bu evren, neredeyse tamamen oyunlaştırılmış ve arttırılmış sanal gerçeklik aracılığı ile insanlığa sunulmuştur. Teknolojik gelişmelerin tıp alanıyla beraber insan beynini bilgisayar işlemcisi gibi çalıştırdığı bu ortamda insanlar gönüllü oyuncular olarak yer alıyor.
Filmin felsefi boyutundan ayrılarak tamamen teknolojik boyuta odaklanırsak hayal edilen ultra arttırılmış gerçeklik moduna ulaşabildiğimizi söylemek güç olacaktır. Ancak Metaverse dünyasını oluşturmak konusunda o kadar da geride sayılmayız.
Avatar
Sanal mecralardan önce de var olan rol yapma oyunları, internet üzerinden ileri boyutlara taşınmış ve özellikle bilim kurgu yapıtlarının oluşturduğu evrenlerden örnek alınarak gerçekleştirilmiştir. Üç boyutlu sinemanın gündemimize getirdiği ilk önemli bilim kurgu filmlerinden biri olarak Avatar, gerek arttırılmış gerçeklik gerekse oyunlaştırma gibi tamamen Metaverse imajına vurgu yapan temalarla işlenmiştir. Sunulan bu evrende de görüleceği gibi, insanların gerçek zaman ve mekân boyutunu aşarak ikinci bir hayat yaşama arzusu, internetin evrileceği bu yeni dünya üzerinden tatmin edilecek gibi duruyor.
Black Mirror
Metaverse izlerini yansıtan diğer bir bilim kurgu yapımı da yaptığı tespitlerle oldukça makul evrenler sunan Black Mirror dizisidir. Her bölümünde farklı bir bilim kurgu evreni sunan dizi, hali hazırda internetin sunduğu imkanları daha ileri boyutlarda hayal ettirmeyi başarıyor. Bu noktada bizi en çok ilgilendiren şeyse şu anda elde ettiğimiz teknolojik gelişmelerin bizi Metaverse’e ne kadar hızlı yaklaştırdığını fark ediyor oluşumuz.
Metaverse’te Her Şey Oyun mu?
Arttırılmış sanal gerçeklik ve oyunlaştırılan yeni finansal üretim alanları akıllara “Metaverse’te her şey oyundan ibaret mi?” sorusunu düşürüyor. Buna en doğru yanıtı verebilmek için Metaverse’ten ne beklediğimizi ele almak gerekir. Fiziksel dünyada çalışmak ve zaman – mekân birliğini sağlamak hem gittikçe zorlaşan hem de konfor alanımızı zora sokan durumlardır. Para kazanmak, öğrenmek ve eğlenmek için zaman ayırmak, günümüzün hızlı yaşam ortamında gittikçe zorlaşmaktadır. Dolayısıyla uzaktan iletişim kurmak, hızlı ve çok para kazanmak ve eğlenmeye daha fazla zaman ayırabilmek için ikinci bir hayata ihtiyaç duymaya başladık.
İnternet de bu ihtiyacımıza karşılık olarak yeni oyun alanları ve para kazanma olanakları sunmaya başladı. Özetle ve daha açık bir dille belirtmek gerekirse, internet üzerinden bir araya gelerek birbirimize para kazandırmaya başladık diyebilirim. Madde madde açıklamak gerekirse Metaverse mantığını aşağıdaki sıralamaya göre değerlendirebiliriz:
- Reklam ve E-Ticaret uygulamaları insanları daha fazla internette vakit geçirmeye teşvik eder,
- İnternette dolaşıp vakit geçiren insanlar, daha fazla alışveriş yapar ve endüstri büyür,
- Endüstri büyüdükçe ve ürün yelpazesi arttıkça yeni müşterilere ihtiyaç duyulur,
- Oyunlarla daha fazla kullanıcı ağa dahil edilir,
- Oyun oynayarak birbirini sanal evrende vakit geçirmeye teşvik eden kullanıcılar sistem tarafından ödüllendirilir.
Bu sistem sürekli tekrarlanır ve fiziksel dünyadaki üretim ve tüketim döngüsüyle paralel bir yapı oluşturur. Dolayısıyla da sanal ortamda bir paralel evren oluşur.
Peki Metaverse’ün yolu gelecekte nasıl şekillenecek? Bunu hep beraber yaşayarak göreceğiz. Şimdi bilim kurgularda hayal edilen Metaverse’ün gerçek hayattaki yansımasının nasıl olduğuna dikkat çekmek istiyorum…
Metaverse’te Yaşam
Daha önce web 3.0 internet kullanımına nasıl bir evrimle geçiş yaptığımızdan söz etmiştim. Bu noktada web 3.0’ın sunduğu olanaklar dahilinde ne gibi yeniliklere sahip olduğumuzu ve bu yeniliklerin Metaverse dünyasında bize nasıl bir yaşam vaat ettiğini değerlendirmek istiyorum.
İlk olarak sahip olduğumuz bu teknolojik olanaklar sayesinde online ortamlar üzerinden dilediğimiz gibi iletişim kurabiliyoruz. Binlerce kilometre ötedeki insanlarla sesli ve görsel olarak oldukça net ve akıcı görüşmeler sağlayabiliyoruz. Dilediğimiz zaman dünyanın herhangi bir yerinden alışveriş yapmak da bizim için artık bir mucize olmaktan çıktı. Dahası insani işlerin yoruculuğundan da çoğu noktada teknolojik aletler ve internet sayesinde kurtulmuş durumdayız. Peki, Metaverse’ün şimdi sahip olmadığımız neyi bizim için mümkün kılmasını bekliyoruz? Metaverse’ün sunduğu yaşam kapsamında bize vaat ettiği bazı faydaları aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
Sanal Gerçeklik
Işınlanmak, tarih boyunca en çok arzulanan ve çözülmeye çalışılan bir hayaldir. Bu hayalin gerçekleşmesi Metaverse’ün sunduğu arttırılmış sanal gerçeklik uygulamaları ve üç boyutlu gözlüklerle hedefleniyor.
Avatar
Şu anda kullandığınız sosyal medya kimliklerinizin oyunlarda büründüğünüz karakterlere dönüştürüldüğünü ve zihnen o avatarın içinde dijital evreni dolaştığınızı düşünün. İşte üç boyutlu halinizle Metaverse’e bu şekilde girmeniz mümkün olacak.
İş Hayatı
Gerçeklik sayesinde canlı toplantıların uygulanması ön görülüyor. Dolayısıyla evden çalışarak üretim yaparken toplantılarınızı da fiziksel mekâna gitmek zorunda kalmadan üstelik telefon ya da bilgisayar ekranına kilitlenmeden gerçekleştirebilirsiniz.
Alışveriş
Şu anda internet siteleri arasında geçişler yaparak yaptığınız alışverişleri sanal mağazalarda üç boyutlu olarak yaptığınızı düşünün. Örneğin kapalı çarşının bir modellemesi dijital olarak önünüzde açılacak ve içeride dolaşarak alışveriş yapacaksınız.
Konser ve Tiyatro Etkinlikleri
Bahsettiğimiz gerçeklik boyutu henüz var olmasa da ilk sanal konserler gerçekleştirilmeye başladı bile. Ancak siz yine de kocaman bir stadyumda Metallica konserini dijital olarak izlediğinizi düşünün. Metaverse, bunu da vaat ediyor.
Blockchain
Kripto para piyasaları üzerinde çeşitli dijitalleştirilebilir ürünler blok zinciri olarak adlandırılan bu teknoloji sayesinde hali hazırda maddi varlık olarak korunabiliyor. Metaverse’te bunun daha genişletilmiş halini elde etmek mümkün olabilecek. Örneğin kendinize ait bir web sitesi oluşturur gibi sanal bir dükkân oluşturabilirsiniz. Kapalı çarşı modellemesi içinde bir dükkanınız olduğunu düşünün.
NFT
NFT dünyası hali hazırda gelişmekte olan bir ortam. Elon Musk’tan Paris Hilton’a kadar çok sayıda ünlü sima bu alanda sanat üretimine katılıyor ve koleksiyonlar yapıyor. NFT teknolojisi ise hem büyük yatırım aracı hem de sanatsal bir faaliyet olarak prestij elde etme şansını sunuyor. Bu sayede taşınmazlar artık tamamen dijital veri olarak güvence altına alınmış oluyor. Kripto para piyasaları ve NFT’ler şu anda Metaverse’in en gerçekçi halini gösteriyor.
Metaverse’te yaşamın sunacağı daha birçok avantaj bulunuyor. Ancak daha ayakları yere basan bir inceleme için biraz da rekabet ortamından söz etmek istiyorum.
Metaverse’te Hakimiyet Kavgası Var mı?
Hakimiyet kavgası, insanların oluşturduğu hiçbir alanda geri plana atılmamıştır. Hatta rekabetin gelişimleri tetiklediğini söylemek daha doğru olacaktır. Şimdilik Metaverse üzerinde hak iddia edebilecek kimse bulunmuyor. Tıpkı kapitalizmin gelişim sürecinde ilk önce toprak sahiplerinin kazanması ve farklı stratejilerle sonradan sınıf atlayan alt kesimden insanların da serbest rekabet ortamına dahil olabilmesi gibi Metaverse de herkesin katılımına açık demokratik bir ortam.
Elbette yine toprak sahipleri gibi Metaverse evrenine daha yakın olan insanlar var. Özellikle bilişim dünyasının nabzını tutan bu insanların yarışı oldukça önde götürdüğünü biliyoruz. Peki, bu isimler kendi aralarında nasıl bir rekabet ortamı içindeler? Bu soruyu cevaplandırmak için Metaverse yarışında birbiriyle rekabet halinde olan ve çalışmalarıyla dikkat çeken dört ayrı markayı karşılaştıracağım.
Bill Gates
Dünya bilişim tarihinde en eski yatırımcılardan biri olan ve dünyanın sayılı zenginleri arasında yer alan Bill Gates, Metaverse yarışında yer alan en büyük yatırımcılardan biri. Microsoft Ignite 2021 toplantısında yapılan açıklamalara göre Microsoft Teams, Metaverse üzerinden yayınlanacak ve birçok olanakla beraber yeni dijital evreni şekillendirecek. Fiziksel ortamda yapılan işlerin dijital ortamlarda yapılacak toplantılarla yönlendireceğini açıklayan şirket CEO’su Satya Nedalla Microsoft Teams’in Metaverse’te yer alacağını duyurdu. En eski bilişim yatırımcılarından biri olarak Bill Gates, görece daha ayakları yere basan bir proje sunuyor diyebilirim. Gates, bu rekabet olrtamında yerini ayırtmayı ihmal etmezken daha uygulanabilir bir hedefe yöneliyor.
Elon Musk
Elon Musk, özellikle kripto para piyasaları ve NFT eserler üzerinde yaptığı yorumlarla gündeme gelse de en büyük Metaverse projelerine yön vermesi beklenen sayılı isimlerden biri. Üretimini yaptığı Tesla elektrikli araçlarla adından çokça söz ettirmiş olan Musk, özellikle SpaceX şirketi üzerinden yaptığı uzay projeleri ile anılıyor. Uzaya gitme planlarının yanında elbette sanal dünya da gözünden kaçmıyor. Metaverse yarışında en önemli konuma sahip olan Musk, bu yarışta Black Mirror kurgularına en yakın hayali kuruyor. Newralink adlı projesiyle beyin çipleri geliştirmeyi hedefleyen Elon Musk, sanal gerçekliği gözlük ve benzeri araçlara ihtiyaç duymadan sunmanın peşinde. Elon Musk, genellikle çılgın projeleriyle biliniyor. Metaverse konusunda da elbette en uçuk fikirlerin peşinde gittiğini söyleyebilirim.
Mark Zuckerberg
Mark Zuckerberg, son dönemlerde yaptığı hamlelerle adından çokça söz ettiriyor. Metaverse üzerinde hakimiyet yarışına sert bir giriş yapan Zuckerberg, Facebook adını Meta ile değiştirerek bu yeni dünyanın üzerinde büyük bir pay elde etmek istediğini hatta hakimiyet sağlama hedefini ortaya koyuyor. Bir noktada Zuckerberg’in de uçuk bir hayale kapıldığını düşünmek mümkündür. Ancak 2014 yılındaki hamlesini değerlendirince atılan bu “Meta” adımı daha anlamlı bir hal alıyor. 2014 yılında şirket bünyesine katılan Oculus adlı firma, sanal gerçeklik teknolojileri üzerinde çalışmalar yapan bir firmadır. Daha önce de Horizontal Workrooms adındaki sanal çalışma ortamlarını tanıtan şirket, Meta isminin duyurulmasıyla beraber resmen Metaverse için niyetini ortaya koydu.
Tim Sweeney
Diğer yatırımcılar kadar iddialı görünmese de etkileyici bir yatırım hacmi bulunan Epic Games’in yöneticisi olan Tim Sweeney, şirket kapsamında Metaverse üzerinden yapılacak yatırımlar için heyecanlı görünüyor. Özellikle Avatarlar üzerinden oyun imkânı sunmak konusunda heyecanlanan Sweeney’in Metaverse’ten beklentisi yüksek.
Metaverse Hayal mi, Gerçek mi?
Metaverse’ün oldukça köklü bir hayal olduğunu söyleyebilirim. Ancak bu köklü hayal hiçbir zaman bu kadar gerçeğe yakın olmamıştı. Metaverse, bugün halihazırda var olan bir evren değil. Şu anda Avatarlarla gezinebileceğimiz sanal mağazalar ve arttırılmış gerçeklik uygulamalarıyla aynı ortamlarda toplantı yapabileceğimiz bir altyapı mevcut değil. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi milyar dolarlık projeler kapsamında geliştirilmeye çalışılan bu evren, internet üzerinden kurulan ve ortak vizyona sahip milyonlarca insanı heyecanlandıran bir hayal. Ancak bu noktada şimdiye kadar gerçekleştirilmiş onlarca projeyi hesaba katarsak bu hayalin gerçekleştirilmesi an meselesi diyebilirim. Nitekim; bu evreni gerçek kılan ortamların varlığını da yok sayamayız.
Günümüzün internet ortamı, Metaverse’ün dinamiklerini hali hazırda içinde barındırmaktadır. Bu da kurulacak olan yeni evrenin yol haritasını detaylandırmak için gerekli vizyonu sağlıyor. Metaverse ortamını bir film ya da oyun alanı gibi değerlendirecek olursak, bu evrenin oluşumu için büyük kurgu çalışmaları yapıldığını söylemek mümkün.
Yani bu kurgusal evren, bugün internet üzerinden kullandığımız birçok hizmeti bize gerçeklik hissine en yakın şekilde sunmayı hedefliyor. Bu bağlamda değerlendirecek olursak da Metaverse’in aslında bir bakıma gerçek olduğunu da söylemeliyim. Bugün web siteleri üzerinden yaptığımız SEO çalışmaları, E-Ticaret uygulamaları, rol yapma oyunları ile birleşerek yarın yaşayacağımız ikinci bir evreni oluşturacak.
Aslında Metaverse’ü Yaşıyor Olabilir miyiz?
Günümüzde internet üzerinden kullandığımız birçok hizmet, aslında Metaverse’ün daha çok yazılımlara ve kodlara bağlı olarak karşımıza çıkan unsurlardır. Dolayısıyla dijital evrende hayatımıza geri dönülmez şekilde giren bu eylemlerin oyunlaştırılmış ve daha gerçekçi versiyonu için beklerken yavaş yavaş biz de Metaverse’ten yerimizi ayırtıyoruz.
Buna özellikle dikkat çekmek istememin sebebi, Metaverse konusunda karamsar olanlar için aslında imkânsız bir hayal kurmadığımızı belirtmek. Dünyanın önde gelen teknoloji liderlerinin büyük projelere kalkıştığı bu geçiş döneminde aslında bir erken Metaverse sürecini yaşadığımızı söyleyebilirim. Metaverse denilen bu yeni mitsel dünyanın kurucusu olmaya aday olan teknoloji devlerini daha iyi anlamak için dijital dünyada kullandığımız teknolojik unsurları tekrar gözden geçirmekte yarar var.
Metaverse Coin
Kripto para piyasalarında yer alan birçok farklı coin çeşidi ve bunlara bağlı olarak geliştirilen blockchainler var. Metaverse ile ilgili yeni gelişmelerden sonra elbette Metaverse coinler ve bu kapsamda sunulan projeler de büyük oranda talep görmeye başladı. Metaverse evreni gerçekleştiğinde en prestijli kripto para birimi haline gelir mi bilinmez. Ancak başta Binance olmak üzere birçok kripto para borsası üzerinden satışa sunulan Metaverse coinler daha şimdiden değer kazanmaya başladı.
Metaverse Popülaritesini Pandemiye mi Borçlu?
Metaverse’ün özellikle pandemi süreci içerisinde bu kadar gündeme gelmesi, doğal olarak bu sebeple çok fazla ilgi gördüğünü düşündürdü. Pandemi sürecinin uzun süre insanları eve kapalı halde yaşamaya zorlaması, birçok günlük işin dijital olarak gerçekleştirilmesi gerekliliğini doğurdu. Bu süreç birçok insanın sektör değiştirmesine de neden oldu. Özelikle pandemi sürecinde SEO çalışmalarının ve E-Ticaret faaliyetlerinin patlama yapması bunun en büyük belirtilerinden biridir. Dolayısıyla kesin bir şekilde diyebilirim ki pandemi süreci, Metaverse üzerindeki ilgiyi kat kat arttırdı.
Özellikle zoom uygulaması üzerinden artan iş toplantıları, dersler hatta aile toplantıları, Metaverse’ün vaat ettiği sanal gerçeklik ile hayal edilmeye başladı. Fiziksel ortamların kısıtlı imkân sunduğu birçok alanda Metaverse’ün vaat ettiği olanaklar, insanların dikkatini bu yöne çekmiş oldu. Böyle bir talebin oluştuğunu görmek de elbette teknoloji devlerini aniden harekete geçirdi. Özetle Covid – 19, Metaverse’ün olası gelişim sürecini tetikleyen en önemli unsurlardan biri oldu diyebilirim.
Metaverse Evreni Ticareti Nasıl Etkileyecek?
Metaverse, hali hazırda dijital ortamlara kayan ticaret faaliyetlerinin hem daha hızlı hem de gerçekliğe daha yakın bir haz duygusuyla sunmaya hazırlanıyor. Bu yeni olanakları değerlendirmek için belki henüz erken olabilir ancak dünyanın bir ucunda yer alan turistik bir mekânda sanal gerçeklik imkanıyla gezmek ve alışveriş yapmak eşsiz bir imkân olacaktır.
Bir bakıma aslında şu anki versiyondan çok farklı bir alışveriş süreci gelişmeyecektir. Örneğin bugün internet üzerinden Çin’de bulunan bir mağazanın sattığı ürünü aldığımızda belirli bir kargo süreci olacaktır. Aynı işlemin Metaverse üzerinden yapılması da kargo süreci bakımından çok fark yaratmayabilir. Ancak sanal gerçekliğin alışverişteki hazzı ve satış oranını arttıracağını düşünürsek etkisi üzerinde daha doğru bir sonuca ulaşabiliriz.
Bu noktada asıl değerlendirilmesi gereken şey ise reklam ve tanıtım uygulamalarının dönüşümü. E-ticaret faaliyeti yürüten girişimcilerin bugün yaptığı SEO çalışmaları ve reklam sektörü büyük oranda farklılık gösterecektir. Bu aşamada Mark Zuckerberg’in sanal gerçeklik gözlükleri üreten Oculus adlı firmayı satın almasını örnek olarak değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum. Gelecekte Metaverse’te yerini almak isteyen her girişimcinin bu alanda yenilikçi düşünmesi oldukça önemli bir durumdur.
Metaverse’ün Dezavantajları Var mı?
Tarih boyunca birçok yenilikle karşılaştığımız kesin. Her olayın avantajları ve toplumu ileri seviyeye taşıyan özelikleri elbette vardır. Yazıda özellikle avantajlara ve olumlu sonuçlara değinmeye çalıştım. Ancak her yerde olabileceği gibi Metaverse konusunda da bazı dezavantajlı durumlar ortaya çıkabilir. Peki bu yeni sanal gerçeklik evreninin ne gibi dezavantajları olabilir?
Metaverse konusunda değerlendirmeler devam ederken övgülerin ve heyecanların yanında tedirgin edici noktalar da yok değil. Örneğin bazı kesimler, Metaverse’ün gerçeklik algısı üzerinde olumsuz etkisi olabileceğini düşünüyor. Eleştirel düşünceler genellikle Dougles Rushkoff adlı medya teorisyeninin görüşleri etrafında toplanıyor. Bu görüşe göre bütün faaliyetlerin sanal ortamda gerçekleştirilmesi, gerçeklik algısını bozacağı gibi çeşitli psikolojik rahatsızlıklara da neden olabilecektir. Ayrıca hareketsiz yaşamın getireceği bir tembellik ve fiziksel rahatsızlıklar da korkulan sonuçlar arasında yer alıyor.
Metaverse Başarılı Olacak mı?
Yeni oluşturulan bu evrenin getireceği sonuçlar birçok insanın aklında soru işaretleri bırakıyor. En çok merak edilen konulardan biri Metaverse evreninin gerçekleşmesi farklı engellere takılabilir ve gerileyebilir mi sorusudur. Teknolojik gelişmelerin bu kadar ileri bir seviyeye ulaşmasından sonra elbette gelişimin durması pek olası görünmüyor. Ancak ileri boyutlarda teknolojinin hangi olanakları getireceğini kestirmek güçtür. Özellikle de Metaverse evreninin geliştirilesi için gerekli bütün teknolojiler bir şekilde uygulanabilir durumda. Bu noktada en önemli ayrıntı bu yeniliğin hayatımıza girmesini sağlayacak işlemlerin maliyeti ve zamanlamasıdır.
Sonuç
Geleceğin önlenemez yenilikleri günümüzün ihtiyaçlarında gizlidir. Geçmişten günümüze dek elde ettiğimiz sonuçlara bakacak olursak internetin bir sonraki bilgi ve erişim havuzsuna yetecek kadar veriyle dolu hale geldiğini söyleyebilirim. Milenyum öncesinde hayal olarak algıladığımız birçok şeyi son 20 yıl içerisinde görmüş bir nesil olarak Metaverse’ün yakın zamanda hayatımıza gireceğini düşünüyorum.